Kaynak: https://umutgazetesi37.org/arsivler/65171 Geçtiğimiz ay TÜSİAD, geniş katılımlı bir toplantıda sunduğu “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa” raporuyla muhalefetin eline bir ekonomik program verdi [1]. Çarşamba günü ise Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı çok sert açıklamalarla devlet ve sermaye içindeki mücadelenin öteki tarafına her alanda alenen savaş açtığının ve mücadelesini götürebildiği yere kadar götüreceğinin mesajını verdi [2]. Bu ilişkiyi geçtiğimiz ay kaleme aldığım bir yazıdan kısaca alıntılarsam: “ İktidarın ekonomi politikasındaki tercihlerinin kendine yakın sermaye gruplarının çıkarlarına olduğu, bunun karşısında muhalefetin izleyeceği muhtemel ekonomi politikasının ise sadece başka bir sermaye grubunun çıkarına olacağı yönündeki net veriler geçtiğimiz günlerde sıklıkla vurgulandı. Yani ülke siyasetinin ve geleceğinin sermayenin iç savaşı tarafından belirlendiği bir sürecin içinde bulunduğumuz ve bu savaşın taraflarının izleyeceği politikaları...
"[İ]nsanlık kendi önüne, ancak çözüme bağlayabileceği sorunları koyar; çünkü yakından bakıldığında her zaman görülecektir ki, sorunun kendisi ancak onu çözüme bağlayacak olan maddi koşulların mevcut olduğu ya da oluşmakta olduğu yerde ortaya çıkar." (Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı, s. 24)